Dünya sarılma günü diye bir gün olduğunu biliyor muydunuz? 21 Ocak günü Dünya Sarılma Günü’dür ve evet ilk duyuşta bana da ilginç geldi ama düşününce birçok günden daha hoş gelmeye başladı. Çünkü bugün bize bir şey anlatabiliyor aslında; sarılmanın faydalarını, vücudumuzda ne gibi etkileri olduğunu öğrenip birbirimize sarılmamızı sağlayabilecek bir gün… Öyleyse soralım şimdi: Sarılınca vücudumuzda neler oluyor?
Sarılmak vücudumuzda oksitosin hormonunun artmasını sağlıyor. Oksitosin hormonu toplum dilinde aşk, bağlılık ya da sarılma hormonu olarak bilinir. Çünkü kişilerarası ilişkilerde bağlanma ve güven konusunda önemli rol oynayan bir hormondur.
Peki oksitosin hormonu nasıl ve ne zaman salgılanır? Sarılmak, dokunmak, bakışmak, öpüşmek, cinsel birleşme sonrası, gebelik, doğum sırası ve doğum sonrası; oksitosin hormonunun bolca salgılandığı zamanlardır. Bunların yanı sıra selamlaşırken biriyle tokalaştığımızda dahi oksitosin miktarımız artıyor. Genel olarak olumlu sosyal etkileşimler hissettiğimiz zamanlarda oksitosin artışı yaşıyoruz diyebiliriz. Hatta bir araştırmaya göre köpeğinizle oynamak dahi oksitosin salgılamanızı sağlayabiliyor.
Fiziksel temas olmadığı durumlarda ise oksitosin miktarımız azalıyor ve o kişiyle yeniden bağ kurma isteği hissediliyor. Öyleyse şimdi insanlarla aramızda bağ kurmamızı sağlayan oksitosin hormonunun yararlarına göz atalım. Bu yararlar aynı zamanda oksitosin salgılama yollarından biri olan sarılmanın da yararlarıdır.
Oksitosin Hormonunun Yararları:
Oksitosin salınımı ile kalp atış hızı, stres, kaygı düzeylerinde azalma görülür.
Güven ve sadakat duygusunda artış sağlar. Hatta ağrı kesici bir etkisi gösterdiği de söylenmektedir.
Oksitosin doğum sırasında doğumu kolaylaştırmak için çokça salgılanır. Doğum sonrasında ise annenin vücuduna, bebeğin içmesi için sütü bırakmasını emreder. Ayrıca gebelik süresince, yüksek düzeyde salgılanan oksitosin daha uzun emzirme dönemine ve bebeğin annesine güvenli bağlanmasına katkı sağlar.
Temas yoluyla artan oksitosin hormonu, anne ile bebeğinin bağ kurmasını sağlar. Babalar üzerinde de yapılan araştırmalarda takviye olarak oksitosin alan babaların takviye almayan babalara göre bebekleriyle daha yakın oynadıkları görülmüştür.
Sarılmak ile artan oksitosin, güvenmeyi ve kendimizi açmamızı kolaylaştırır. Böylelikle bağlılık duygusu artar ve ilişkiler derinleşir.
Sarılmak ruh sağlığımıza, mutluğa iyi geliyor dedik; yalnızca bununla sınırlı değil. Yapılan bir araştırmaya göre; soğuk algınlığı yaşayan insanlara sarılmak ve sözel yolla destek vermek hastalık şikayetlerini azaltıyordu, fiziksel ya da sözel sosyal destek almayan insanlar ise hastalığı daha şiddetli yaşıyorlardı.
Sarılmak aslında sosyal desteğin fiziksel olduğu bir andır. Yani iyi gelen, oradaki sosyal desteği hissetmektir. Ve sosyal destek ruh sağlığımızı olumlu yönde etkileyen bir faktördür. Siz, kendinizi düşündüğünüzde sosyal destek hissedebiliyor musunuz? Eğer hissedemiyorsanız sebepleri neler olabilir? Siz de ruh sağlığınızı korumak ve iyileştirmek adına sosyal yaşamınızda yaşadığınız sorunları çözmek istiyorsanız Terapi Koltuğu uzmanlarından yardım alabilirsiniz. Oksitosinli ve sevdiklerinize bol sarılmalı günler 💜